ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Enerji Kaynaklarının Elektrik Üretimi Amaçlı Kullanımıyla İlgili kanun teklifi üzerine konuşmam
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 395 sıra sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Üretimi Amaçlı Kullanımıyla İlgili Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün dünyamızdaki bütün gelişmiş ülkeler toplumlarına refah düzeyi yüksek bir yaşantı sağlamayı amaç edinmişlerdir. Bu amaç doğrultusunda, söz konusu ülkelerin hemen hepsi enerji ihtiyaçlarını kesintisiz ve uzun yıllar karşılayabilecek şekilde temin etmeyi de öncelikli hedefleri arasına koymuşlardır. İşte bu çerçevede ülkemizin enerji ihtiyacının kesintisiz ve yeterli bir şekilde kaynak çeşitliliği sağlanarak temin edilmesi toplumumuzun refahı ve milletimizin, devletimizin bekası için hepimizin önünde bir mecburiyet olarak durmaktadır. Bu doğrultuda da öncelikle kamu enerji yatırımları planlı ve istikrarlı bir şekilde devam ettirilmeli, yerli ve yabancı sermayenin bu alandaki yatırımları da teşvik edilmelidir. Bugün ülkemiz coğrafi konumu itibarıyla Orta Doğu ve Kafkasya bölgelerindeki petrol ve doğal gaz kaynaklarına yakın olmasına rağmen benzin, mazot, gaz yağı, LPG, jet yakıtı ve benzeri gibi fosil tabanlı yakıtlara en yüksek ücreti ödeyen ülkelerden birisidir. Enerjide dışa bağımlı olan ülkemiz acilen kendi petrol ve gaz yataklarını araştırma çalışmalarına hız vermeli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin enerji yatırımlarını da fazlalaştırmalıdır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de enerji politikaları ve verimliliğine yönelik olarak her türlü siyasi taassup ve istismarın dışında ortak payda ve millî çıkarlarımız doğrultusunda uzmanlar tarafından kabul edilen ve mutlaka dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar şunlardır:

1) İhtiyaç duyduğu enerjinin yaklaşık dörtte 3'ünü ithal eden Türkiye'nin artan enerji talebi yüzünden dışa bağımlılığı fazlalaşarak devam edecektir. Bu nedenle uygulanacak enerji politikalarının enerji arz güvenliğini sağlayacak ve sürdürülebilecek biçimde düzenlenmesi gerekmektedir.

2) Bu doğrultuda dışa bağımlılığın azaltılması, yeni ve yenilenebilir kaynaklara yönelme, enerji potansiyelinin etkin ve verimli kullanılması, ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması kaçınılmaz hâle gelmiştir.

3) Türkiye'nin enerji talebindeki artışa bağlı olarak özellikle doğal gaz ithalatında kaynak çeşitliliği fazlalaştırılmalı ve Rusya'ya olan bağımlılık kesinlikle azaltılmalıdır.

4) Ayrıca ortaya çıkabilecek kısa vadeli enerji sıkıntısında kullanılmak üzere stratejik rezerv bulundurulmalıdır.

5) İthal yakıtların kullanımından yerli ve yeni yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek kömür, hidrolik, rüzgâr ve diğer enerji kaynaklarına ağırlık verilmelidir.

6) Bu doğrultuda rüzgâr, hidrolik, jeotermal, biyoyakıt yatırımları desteklenmeli, yasal düzenlemeler yatırımları teşvik edecek biçimde gözden geçirilmeli ve yeni finansman modelleri geliştirilmelidir.

7) Enerji, maden ve su kaynaklarıyla BOTAŞ, Türkiye Kömür İşletmeleri ve benzeri stratejik kurum ve kuruluşların özelleştirilmesine yönelik söylentilere artık bir son verilmeli, en yetkili ağızlardan bu konuda yapılacak tutarlı açıklamalarla kamuoyundaki endişeler giderilmelidir.

8) Ülkemizde oldukça yüksek olan elektrik kayıp ve kaçaklarının azaltılması yönünde gerekli tedbirler alınarak eşit, adaletli ve kademeli ücret politikası geliştirilmelidir. Elektrik hırsızlığına ilişkin cezalar da artırılmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik değer üretiminde, ısınmada, barınmada, ulaşımda, iletişimde vesair ihtiyaçların karşılanmasında enerjiye olan bağımlılık elbette ki hayatımızın bir gerçeğidir. Enerjinin temini, dağıtımı, tüketimi ve tüketim sonrası gibi safhaların her birine ait bu alanlarla ilgili, ayrı ayrı izlenmesi gereken metotlar bulunmaktadır. İşte bunların belirlenmesinde ve uygulanmasında takip edilecek yolların, usul ve esasların insan sağlığı, çevreye olan etkileri, ekonomik değeri, refahı ve ulusal güvenliği doğrudan etkilemesi sebebiyle uzun vadeli bir enerji politikasının az önce ifade etmeye çalıştığım hususlar çerçevesinde, her türlü siyasi mülahazadan uzak bir şekilde oluşturulması gerekmektedir ve bu politikanın mutlak surette millî menfaatlerimize uygun olması lazım gelmektedir çünkü bu alanda yapılan hataların faturası çok ağır olabilmektedir ki, bu faturayı da milletçe, hep beraber ödemek durumunda kalmaktayız. Dolayısıyla ülkeyi yöneten siyasi iktidarların özellikle enerji politikalarında çok dikkatli ve hassas olma mecburiyetleri vardır. Ancak bugün sekiz yılı aşkın bir zamandır tek başına ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının tasallutunda enerji politikalarında olması gereken özen ve hassasiyetlerin hiçbirisine maalesef pek dikkat edilmemiştir ve ne yazık ki kapalı kapılar arkasında hiç de şeffaf olmayan pazarlıkların yapıldığı kötü bir dönem yaşanmıştır ve bize göre de hâlen yaşanmaya devam edilmektedir.

Bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin bu dönemde aziz milletimizin önüne çıkarttığı bu faturalar ne yazık ki gelecek kuşakların belki de altından kalkamayacağı bir boyuta ulaşacak ve AKP'nin siyasi saltanatı için geleceğimiz şimdiden acımasızca harcanarak çalınmış olacaktır. İşte, bu sebeple, bugün görüşmekte olduğumuz ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak da olumlu baktığımız bu kanun teklifinde bile AKP zihniyetinin petrol ve doğal gaz lobileriyle sütre gerisinde rant pazarlığı yaptığı şüphelerimizi, biz, maalesef, henüz giderebilmiş değiliz. Çünkü komisyon ve alt komisyon çalışmalarında rüzgâr, hidrolik ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek elektrik alım fiyatlarının AKP Grubunun Genel Kuruldaki önergeleriyle değiştirileceğine dair duyum ve iddialar mevcuttur. Yani yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikle de yerli üretim ve teknolojinin teşvik edilerek önünün açılmasına yönelik olması gereken devlet alım garantili özendirici elektrik fiyatlarının petrol ve doğal gaz lobilerinin lehine değiştirilerek AKP Grubu tarafından verilecek önergelerle kilovat başına 2-3 sent daha aşağı çekileceği söylenmektedir ki, değerli arkadaşlar, biz buna inanmak istemiyoruz. Eğer bu söylentiler gerçekleşir ve AKP şayet Genel Kurulda önergelerle söz konusu alım fiyatlarında, kanun teklifinde bir azaltmaya giderse çok açık bir şekilde kapalı kapılar arkasında çok kirli pazarlıkların yapıldığı da ortaya çıkmış olacaktır diyor ve bunu yapanların er veya geç hesap vermekten kurtulamayacaklarını da buradan hatırlatmak istiyorum. Dolayısıyla siyasi taassupların, şahsi ve siyasi hesap ve menfaatlerin şekillendirdiği enerji politikalarına tevessül edilmeden önce ülkem ve milletim, sonra partim ve sonra ben anlayışının hâkim kılınması lazım gelmektedir diye bizler düşünmekteyiz ve tabiidir ki, ülkemizin ve aziz milletimizin yüksek menfaatlerine uygun şekilde izlenecek stratejilerin insan ve çevreye oluşabilecek etkileri de mutlak suretle dikkate alınmalıdır.

Değerli arkadaşlar, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi hepimizin önem verdiği bir husustur ve mutlak suretle ülkemizin artan elektrik enerjisi ve enerji ihtiyacının da karşılanması icap etmektedir. Ancak bunları yaparken, az önce de ifade ettiğim gibi, devletimizin ve milletimizin ali menfaatlerinin esas alınması, insanlarımızın sağlığının bozulmaması, çevrenin katledilmemesi hayati derecede önemlidir. Temiz, çevreyle barışık, ekonomik ve kesintisiz sürdürülebilir, yenilenebilir enerji üretim ve tüketimi noktasında yeni enerji kaynaklarının devreye alınması, çeşitliliğin artması, dışa bağımlılığın azalması, milletçe, ulusça, devletçe önem vermemiz gereken bir husustur. Bu alanda ilgili düzenlemelerde ise elbette ki Hükûmet birinci derecede sorumludur.

Bu arada unutulmaması gereken bir husus da, boşa giden ya da kaçak olarak kullanılan enerji takibinin de mutlaka yapılmasının lazım geldiğidir. Bu husus da doğal olarak AKP İktidarının sorumluluğu altındadır. Bugün, birçok yerde kaçak enerji kullanımının yüzde 75'lere kadar, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemiz'de bu oranın çok yükseklere ulaştığı bilinmektedir ve bu konuda maalesef etkin bir denetim mekanizması da henüz kurulabilmiş değildir. Boşa giden ya da kaçak olarak kullanılan enerji en çok dürüst ve masum vatandaşlarımızı mağdur etmektedir. Fatura kaçakçıya değil, namuslu vatandaşımıza çıkmaktadır. Kaçak kullanım aynı zamanda dürüst sanayicilerimiz için de haksız bir rekabet ortamı meydana getirmektedir.

Diğer taraftan, üzerinde çok konuşulan ve haklı şüphelere neden olan enerji ithalatı ve ihracında büyük meblağları bulan fiyatların da artık açık ve şeffaf hâle getirilmesi lazımdır. Türkiye kimden, hangi miktarda, kaç liraya enerji ithal etmiştir; kime, ne kadar, kaç liraya enerji satmaktadır?

Örneğin, Kuzey Irak'a elektrik satılmakta mıdır? Satılıyorsa ne kadar satılmakta ve kaç liradan satılmaktadır. İran'dan, Rusya'dan, Azerbaycan'a ithal edilen doğal gazın fiyatı nedir? Bütün bunlar açık ve hassas bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Aksi hâlde, kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklar sonucu çok haklı olarak halkımızın kafasındaki kuşkuları dağıtamazsınız diyorum ve sözlerimi tamamlarken bu kanun teklifinin ülkemizin enerji ihtiyacına katkı sağlamasını, yerli yatırımcı ve sanayicilerimizin önünü açarak yenilenebilir enerji potansiyelimizin en üst seviyede kullanılır hâle gelmesine vesile olmasını temenni ediyor, yaklaşan yeni yılın bütün milletimize, ülkemize, devletimize hayırlar getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
,